Ana Menü
Hızlı ve Etkin Okuma Çocuklarımıza Okumayı Sevdirelim Çocuk Kitapla Nasıl Buluşturulur ? Okurken Nelere Dikkat Etmeliyiz? Evdeki Kitap Sayısı Çocukların Başarısını Belirliyor! Kitap seçiminde Dikkat Edilecek Noktalar Çocuk Kitapla Nasıl Buluşturulur? Çocuğum Kitap Okusun İstiyorum
Ziyaretçi Defteri

İçimdeki Ben

 Sınav sonuçları açıklanmıştı. Heyecanla sonuçların asıldığı panonun yanına gittim. Uzunca bir liste vardı. Sınava yüze yakın öğrenci girmişti. İsimler aldığı puana göre sıralanmıştı. İsimler küçük küçük yazıldığı için parmağımı ilk ismin üzerinden aşağı doğru kaydırarak ismimi aramaya başladım. Sevgi Ünal’ı bulmaya çalışıyorum. Yanımda birinin beni izlediğini fark ettim. Dönüp bakınca bizim sınıftan Kadir’i gördüm. Yüzünde hiç de hoş olmayan bir gülümseme vardı. Nedense benden hiç hoşlanmazdı. Alaycı bir ses tonu ile:

-Listeye yukarıdan aşağı doğru bakıp yorulma! Aşağıdan yukarı bakırsan ismini daha çabuk bulursun dedi.

Hiç sesimi çıkartmadan tekrar listeye döndüm. Bu kez gözüm listenin alt tarafındaydı. Kadir haklıydı, çok çabuk, bulmuştum. En sondaki isim benim ismimdi. Doksan sekiz Sevgi Ünal gözlerim ismime takılı bir şekilde donup kalmıştım. En sondan bir önceki olmaya razıydım ama en sonuncu olmak benim zaten bildiğim bir gerçekle yüz yüze gelmeme sebep oldu.

Evet başarısız bir talebe idim, bunu kabullenmiştim. Girdiğim hiçbir sınavda, hiçbir yarışmada başarılı olamıyordum. Kafam kalındı işte; anlamıyordum, olmuyordu. Cesaretimde yoktu. Korkuyordum, korktukça da başarısız oluyordum. Sınıfı da güç bela geçiyordum. Öğretmen sınıfa bir soru yönelttiğinde ben hemen sıraya doğru başımı eğiveriyordum. Beni görüp de kaldırmasın diye saklanıyordum. Cevabı bilsem de; bilmesem de yaptığım şey saklanmaktı. En korktuğum durum yanlış bir cevapta arkadaşlarımın gülüp alay etmeleri idi. İşte o zaman kapıyı açıp sınıftan kaçmak, tekrar okula dönmemek istiyordum. Bunun mümkün olmadığını bildiğim için ben de kendi içime kaçıyordum. Kendimi kendim saklıyordum. Sonuç korkak, güvensiz, başarısız bir öğrenciydim.

Bir gün okul hayatımda önemli değişiklikler olmaya başladı. Öğretmenim galiba beni benden çıkarmaya karar vermişti. Kol faaliyetleri seçiminde öğretmenimiz:

-Kitaplık kolu başkanı Sevgi Ünal dedi.

Ben de dâhil bütün sınıfın ağzı açık kalmıştı. Herkes şaşıp kalmıştı. Kadir ayağa kalkıp, itiraz etti.

-Ama o hiç kitap okumaz ki, bir kere bile kitaplıktan kitap aldığını gören olmadı. Sevgi yapamaz.

Kadir haklı idi. Ben bu işi yapamazdım. Öğretmenimiz bir şaka mı yapmıştı acaba? Diye düşünürken öğretmenimiz:

-Ben sevginin bu işi başarı ile yapacağına inanıyorum diyerek kitaplığın anahtarını getirip elime verdi. Şaşırmıştım ama için içinde seviniyordum. Kitaplık kolu başkanlığı, sınıf başkanlığından sonra en itibarlı başkanlıktı. Bu devlet kabinesinde başbakan yardımcılığı gibi bir şeydi.

Teneffüste herkes sınıftan çıkınca kitaplığın önüne gidip inceledim. Oldukça zengin bir kitaplığımız vardı. Anahtarla dolabı açıp kitaplara dokundum. Artık onların sorumluluğu bende idi. Kitap alanların isimlerini yazacaktım. Kitapların tekrar getirilip getirilmediğini kontrol edecektim. Kitapların hepsinin isimlerini gözden geçirdim.

Kitapların hiçbirini okumamıştım. Kitap okumayı da hiç sevmiyordum. Ben kitaplık kolu başkanı olmaya layık değildim. Anahtarı öğretmen teslim etmeye, yapamayacağımı söylemeye karar vermiştim. Dolabı kilitledim, sınıftan çıkarken Kadir’le karşılaştım.

Kadir bana kızgın kızgın:

-Bana bak! Sen kitaplık kolu başkanlığı yapamazsın. Şimdi git o anahtarı öğretmene teslim et dedi.

Kararımdan o anda vazgeçtim. Kadir’i haklı, öğretmenimizi haksız çıkaramazdım. Öğretmenimiz bana güvenmiş ve anahtarı bana vermişti. Onu hayal kırıklığına uğratmamalıydım.

Kararlılığımı belli eden ciddi bir ses tonu ile:

-Sen öyle zannet. Hem de başarılı bir şekilde yapacağım, dedim.

O gün okuldan eve dönerken kitaplıktan bir tane kitap aldım. Kitaplıktan birkaç kitap okuyayım da mahcup olamayayım diye düşünüyordum. Eve gelir gelmez aldığım kitabı okumaya başladım.

Aldığım kitap bana göre kalın sayılacak bir romandı. Biraz okudum, sıkıldım. Niye ince bir kitap almamıştım. Ertesi gün bu kitabı en ince kitapla değiştim. Onu o gün okuyup bitirdim. Daha sonraki günlerde, içinde birbirinden farklı kısa hikâyelerin olduğu kitapları okudum. Hikâyeleri bitirince kitaplıktaki en ince romanı aldım. Onu da okuyup bitirdim. Eskiden kitapları okumaya başlar, yarım bırakırdım. Artık başladığım kitabı bitiriyordum. Bir iki derken kitaplıktaki kitapların büyük bir bölümünü okumuştum. Kitap okumaktan müthiş bir zevk almaya başlamıştım. O güne kadar nasıl olmuştu da kitap okumayı sevmemiştim, bir türlü aklım almıyordu. Şimdi ise kitaplara âşık olmuştum. Kitap okurken sanki kendimden geçiyordum. Kitaplarla seviniyor, kitaplarla üzülüyordum. Onlarsız yapamıyordum. Dünyanın bağımlılık yapan en güzel alışkanlığı okuma sevgisi olmalıydı.

 Kitaplıktan kitap almak isteyen arkadaşlara yardımcı oluyordum. Hepsi de bendeki değişime şaşıyordu. Öğretmenimiz haklı çıkmış, bende mahcup olamamıştım. Gayret ederek başarmıştım.

Kitaplar, içimdeki beni dışarı çıkarmışlardı. Kendine güvenen, başarılı bir öğrenci idim artık. Çaresizliğim, korkaklığım kaybolmuştu. Yine hatalarım, yanlış cevaplarım oluyordu. Yanlış cevabıma arkadaşlarım kahkahalarla yere yatana kadar gülseler de artık üzülmüyordum. Bende onlara gülüyordum. Hatalar ders almak içindi. Utanmak için değildi. Bunu öğrenmiştim.

Bir sonraki yıl bir kişi hariç bütün arkadaşların oyuyla sınıf başkanı seçildim. Okul piyeslerinde başoyuncu idim. Nerede bir sosyal çalışma var, ben orada idim. Bu başarılarımı kitaplara borçlu idim. Küçük yaşta hayatımın aşkını bulmuştum. Okumak benim aşkımdı. Beni bir tek annem anlamadı. Yaz tatillerinde beni elimde kitapla gören annem: ”Sekiz aydır kitaplardan usanmadın mı, tatilde olsun biraz dinlen” diye kızıyor. Ah anneciğim! Ben zaten okurken dinleniyorum, diyordum.

Annem iş öğreneyim diye elime verdiği toz bezi ile saatlerce kitaplığın tozunu almama ise bir türlü akıl erdiremiyordu. Geçen gün komşuya söylerken duydum:

-Halasına çekmiş, o da evi süpürürken süpürgeyi bırakıp gazete okumaya başlardı diye dert yanıyordu.

Canım annem, biliyorum sende anlayacaksın beni…

 

 

 

 



Üye Girişi
Foto Galeri
Anket
Çocuklarınıza Okuma Alışkanlığı Kazandırmak İçin Neler Yapıyorsunuz?

E-Bülten
Sayac



İstatistikler Yükleniyor ..!

YukariCik